Muhterem Müslümanlar!
Mu’min; Allah’a (cc) iman edip O’na güvenmekle O’nun (cc) emniyet ve himayesine girmiş insan demektir. Aynı zamanda mü’min, Allah’ın (cc) kendisine duyduğu güveni zedelemekten sakınan insandır. Allah Teala ise insandan imanının bir gereği olarak emanete sadakat göstermesini, yani emin biri olmasını istemektedir. Allah’a inanmakla ona güvenen, böylece ebedî azaptan emin olan ve herkesin de kendisinden emin olduğu insan, mümindir. Emanet, peygamberliğin temel özelliklerinden birisidir. Söylediklerinden yüzde yüz emin olunmayan kişi, Allah adına nasıl söz söyleyebilir? O (s.a.v) peygamberliğinden önce “Muhammedü’l Emîn” oldu, sonra peygamber kılındı. Emin ve emniyetinden dolayı, tebliğ ettikleri sinelerde makes buldu. Hz. Peygamber İslamı temsil eden gerçek müslümanı tarif ederken güvenilir olmasına vurgu yapmış ve şöyle buyurmuştur. “Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların zarar görmediği (emin olduğu) kimsedir. (1)
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimizin emanet olarak saydığı şeyler nelerdir? Dünya ve ahiret saadetimizin rehberi Kur’an-ı Kerim emanet olarak neleri ön plana çıkarmaktadır? Bu sorumuzun cevabı Ahzab Suresi 72. Ayeti kerimesinde mealen şöyle cevaplandırılmaktadır: ”Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir. (2) Mealini okuduğumuz Ayeti Kerime’den de anlaşıldığı üzere; emanet sadece birisine muhafaza için verilen eşya veya para değildir.
Emanet; Yüce yaratıcının akıllı kimseleri sorumlu tuttuğu görevlerdir. Öyleyse; Din Emanettir. Kur’an emanettir. İbadet emanettir. Emanet edilen kimse emanet karşısında iki tavır takınır: ya ihanet eder, ya da sadakat gösterir. İhanet ederse hain, sadakat gösterirse sadık olur.
Değerli  Mü’minler!
Emanet, gerçek sahibi tarafından geçici bir süre bir başkasının hizmetine sunulan değerdir. Allah (c.c.)’a hakiki manada kul olmaya çalışan bir mü’min Allah(c.c.)’ın bahşettiği tüm nimetlere birer emanet gözüyle bakar. Buna göre servet bir emanettir, sıhhat bir emanettir, hayat bir emanettir, şöhret bir emanettir, evlat bir emanettir. Emanet eden, emanet edilene ya güvenmiştir, ya da güvenilir olup olmadığını sınamaktadır.
Emanetin sahiplerinin emanet edecekleri insanda ilk arayacakları şart “ehliyet” ve “liyakat” olmak durumundadır. Konu ile alakalı olarak Allah (c.c.) mealen şöyle buyurmaktadır: Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. (3) Anlaşılacağı üzere Ayet-i Kerime’de emaneti ehline vermekle âdilane hükmetmek arasında sıkı bir ilişkinin olduğu vurgulanmaktadır. Çünkü verdiği hükümde adil olmayan biri, emaneti ehline veremez.
Aziz Kardeşlerim!

Allah;(c.c.) ehline verilmeyen emaneti görendir.
Allah;(c.c) hak edene hakkını vermeyeni görendir.
Allah(c.c.);yapılan ihanetlere giydirilen kılıfları görendir.
Allah(c.c.);Söylenen sözleri en ince ayrıntısına kadar işitendir. 

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Top